Beslenme ve Daha Fazlası

 

 

Beslenme, açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da istenen her şeyi tüketmek değildir. Beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir eylemdir. Sağlıklı beslenme; büyüme ve gelişme, yaşamın sürdürülmesi, sağlığın korunması, iyileştirilmesi ve geliştirilmesi, yaşam kalitesinin arttırılması için besinlerin tüketilmesidir.

Bireyin beslenmesi kalıtım, yaş, yaşam biçimi şekilleri (fiziksel aktivite ve sigara içme alışkanlığı gibi), sosyal ve çevresel etmenleri (ev koşulları ve hijyen gibi), stres, çalışma koşulları ve aile desteği gibi birçok diğer sosyal ve kültürel çevre özellikleri gibi birçok etmenin etkisi altındadır. Beslenme şekli (diyet), sağlığının en önemli ve değiştirilebilir yaşam biçimi belirleyicisidir. Bireyin beslenme durumunu; besinin üretiminden tüketimine kadar birçok etmen etkilemektedir.

Bireyin, ailenin ve toplumun birinci amacı, sağlıklı ve üretken olmaktır. Sağlıklı ve üretken olmanın simgesi, bedenen, aklen, ruhen ve sosyal yönden iyi gelişmiş bir vücut yapısı ve bu yapının bozulmadan uzun süre işlemesidir. Dünya nüfusunun önemli bir bölümü, yetersiz ve dengesiz beslenme sonucu oluşan hastalıklarla mücadele etmektedir. Bunun yanında aşırı ve dengesiz beslenme sonucu oluşan hastalıklar da, bireyler için önemli bir sağlık sorunu olmaktadır. Bu nedenle beslenme durumunun saptanması bireyin ve toplumun sağlığının geliştirilmesinin temel taşıdır.

YETERLİ ve DENGELİ BESLENME

Bilimsel araştırmalarla, bireyin yaşamı için 50’ye yakın besin öğesine gereksinim duyduğu ve sağlıklı büyüme, gelişme ve üretken olarak uzun süre yaşaması için her bir besin öğesinden günlük ne kadar alması gerektiği belirlenmiştir. Bu durumda vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin her birinin yeterli miktarlarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması durumuna Yeterli ve Dengeli Beslenme tanımlaması uygun düşecektir. Yaş, cinsiyet, fiziksel aktivite, genetik ve fizyolojik özellikler ve hastalık durumu alınması gereken besin öğeleri miktarını etkilediğinden, beslenme bireye özgü olarak Diyetisyen/Beslenme ve Diyet Uzmanı tarafından planlanmalı ve uygulanmalıdır.

Yetersiz ve Dengesiz Beslenmenin Zararları

Yetersiz beslenmenin etkilediği grupların başında bebek ve çocuklar, gençler, doğurganlık çağındaki kadınlar, gebe ve emzikli anneler, yaşlılar ve işçiler gelmektedir. Yetişkinlerde ise şişmanlık ve bunun zemin hazırladığı hastalıklar önemli halk sağlığı sorunlarındandır. Ülkemizde Diyabet, Hipertansiyon ve Kalp-Damar Hastalıkları, Protein enerji yetersizliğine bağlı büyüme ve gelişme geriliği, İyot yetersizliği sorunları, Gece körlüğü, Raşitizm, Demir eksikliği anemisi, Vitamin eksikliği ve Diş çürükleri ülkemizde sıklıkla görülen yetersiz ve dengesiz beslenme sonuçlarıdır.

BESLENME KAVRAMLARI

Yenilebilen ve yenildiğinde yaşam için gerekli besin öğelerini sağlayan bitki ve hayvan dokuları besin olarak tanımlanır. Besinlerin içinde bulunan karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve minerallere de besin öğeleri denir. Vücuda alınan besinler sindirildikten sonra besin öğesi olarak hücrelere taşınır ve kan dolaşımı ile taşınan oksijen varlığında okside olarak enerjiye dönüşürler. Bu enerji vücudun büyümesi ve çalışması için harcanır. Beslenme biliminde ısı enerjisi birimi olan kilokalori ve kilojoule kullanılır. Besinlerin vücuda alınıp kullanılmak için daha küçük moleküllere parçalanarak kana geçebilecek hale gelmeleri sindirimi ifade eder. Emilim ise besinlerin ince bağırsakta en küçük moleküllerine kadar parçalanarak ince bağırsaktan kılcal kan damarlarına geçmesidir.

Besinlerin vücuda alımı sonrasında hücre içinde besin öğelerinin parçalanarak kimyasal değişime uğramasına metabolizma denilmektedir. Bazı yapı taşı öğelerin veya yıkım sırasında ortaya çıkanların tekrar birleşerek vücut yapısındaki protein, yağ, karbonhidrat ve nükleik asitleri yapmaları anabolizma olarak ifade edilmektedir. Katabolizma besin öğelerinin parçalanarak serbest enerjinin oluşmasıdır. Bazal Metabolizma ise alınan besinlerin sindirilmesinden sonra (yemekten 12 saat sonra) mutlak dinlenme anında uyanık olarak harcanan enerjidir. Yani bireyin 24 saat içinde hiç hareket etmeden, organların çalışması devamı için harcanan enerjidir.

Besin ve Beslenme Konseyi, 1985 yılında besinlerin piramit içinde gösterilmesinin ve piramidin alt tabanında çok tüketilecek, üst kısmında da az tüketilecek besinlerin gösterilmesinin toplumların beslenme konusunda bilinçlendirilmesinde kolaylık sağlayacağı görüşü ile besin piramidi kullanımına geçmiştir. Ülkemizin besin üretimi ve beslenme durumunu dikkate alarak günlük alınması gereken temel besinlerin planlanmasında dört besin grubu kullanılmasının daha uygun olduğuna karar verilmiş ve gruplar besin yoncası ile ifade edilmiştir. Yonca, şans dolayısıyla mutluluğu simgeler. Kalp sağlığının önemini anlatma amaçlı olarak yonca yaprakları kalp şeklindedir. Yaprakları çevreleyen zeytin dalları ise barışı temsil etmesinin yanında Akdeniz Diyeti’nin önemli bir unsuru olan zeytinyağını temsil etmektedir.

Bir yanıt yazın

E-Posta adresiniz paylaşılmayacaktır.

You may use these <abbr title="HyperText Markup Language">HTML</abbr> tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.